Tez, Makale Kitap Sunumları II: Erken Modern Osmanlı Siyasetinde Değişimler ve Köprülü Ailesi
28 Ocak 2025

Tez, Makale, Kitap Sunumları serisinin ikinci programı, 10 Aralık 2024 Salı günü Üsküdar Yerleşkesinde ilgili araştırmacıların ve bölüm öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. “Erken Modern Osmanlı Siyasetinde Değişimler ve Köprülü Ailesi” başlıklı programın moderatörlüğünü Dr. Ömer Faruk Köse üstlendi. Dr. Ömer Faruk Köse takdim konuşmasının ardından sözü, 2023 yılında Journal of Early Modern History dergisinde yayımlanan “The Ottoman Revolution of 1661: The Reconfiguration of Political Power under Mehmed IV and Köprülü Grand Viziers” başlıklı makalesi çerçevesinde  sunum yapacak olan Dr. Cumhur Bekar’a bıraktı. 

Cumhur Bekar, Köprülüler dönemi ile ilgili baskın iki paradigmadan söz ederek konuşmasına başladı. İlk anlatıda, IV. Mehmet’in zayıf bir sultan, Köprülüler’in ise çok güçlü figürler olarak resmedildiğini ve 1656-1703 yılları arasındaki olumlu gelişmelerin Köprülülere, olumsuz gelişmelerin ise IV. Mehmet’e atfedildiğini belirtti. Bu anlatının güçlenmesinde  II. Abdülhamid gibi güçlü ve otoriter bir sultanın tekrar görülmesini istemeyen Ahmet Refik ve Mizancı Murat gibi yazarların etkili olduğunu ve Cumhuriyet dönemi tarih yazımının da bu yaklaşımı benimsediğini ifade etti. Cumhuriyet döneminde daha çok vurgulanan diğer bir anlatının ise Köprülü Mehmet Paşa’nın kurduğu düzen ile alakalı olduğundan bahsetti. İsyanların yaşandığı karışık bir dönemde veziriazam olan Köprülü Mehmet Paşa’nın yeniden düzeni sağlamış olması sebebiyle Cumhuriyet tarihçileri tarafından ideal bir devlet adamı olarak resmedildiğini vurguladı. Dönemin yerli ve yabancı kaynaklarını incelediğinde ise bu iki baskın anlatıdan çok daha farklı bir tabloyla karşılaştığına dikkat çekti. Makalesinde de belirttiği üzere Cumhur Bekar, IV. Mehmed’in zayıf bir sultan olduğu yönündeki yaygın kanaatin aksine kriz döneminde sultanın kendi otoritesini yeniden tesis ettiğini ve aynı zamanda veziriazamın gücünü de arttıran yeni bir siyasi sistem teşkil etmeyi başardığını savunuyor. 

Konuşmasında, Köprülülerin yükselişinin daha geniş bir perspektiften değerlendirildiğinde 16. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı’da yaşanan siyasi krize bir cevap olarak görülebileceğini ifade eden Bekar, öncelikle III. Murat döneminden itibaren Osmanlı’da ortaya çıkan siyasi kriz üzerinde durdu. Bu dönemden itibaren veziriazamların gücünün giderek kısıtlandığını, sultan ile yüz yüze görüşmelerinin azaltılarak yazılı iletişime geçildiğini ve buna bağlı olarak sultana yakın harem ağaları gibi yeni güç odaklarının Osmanlı siyasetinde etkili hale geldiğini belirtti. Bu yeni siyasi düzene karşı çok sayıda ayaklanmanın çıktığını vurgulayarak özellikle 1644-45 yıllarından sonra Girit Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Osmanlılar’ın düştüğü siyasi kriz ortamını değerlendirdi. Uzun süre çözülemeyen bu krize karşı dönemin entelektüellerinin veziriazamın otoritesinin yeniden tesis edilmesi yönündeki beklentisinden ve 1656'da Hatice Turhan Sultan’ın çözüm arayışları neticesinde Köprülü Mehmed Paşa’nın nasıl iktidara geldiğinden bahsetti. Köprülü Mehmet Paşa’nın başlangıçta herhangi bir kapı halkına ve servete sahip olmaması nedeniyle dezavantajlı bir konumda olduğunu ve yükselişinden rahatsızlık duyan gruplarla mücadele ettiğini anlatan Bekar, bu süreçte Köprülü’nün stratejik bir yaklaşım benimsediğini ve zamanla aşırı şiddet kullanımını artırdığını belirtti. Ayrıca veziriazam olduktan bir yıl sonra sarayın Edirne’ye taşınmasını vurgulayarak Köprülü Mehmet Paşa’nın bu şekilde sultanı haremdeki güç odaklarından uzaklaştırmayı amaçlamış olabileceğini öne sürdü. Aynı dönemde Köprülü’nün önerisiyle IV. Mehmet tarafından Solak Mehmet Ağa’nın yeni harem ağası olarak atanmasını da bu bağlamda ele aldı. 

İkinci olarak, Köprülü Mehmet Paşa’nın kurduğu merkezi otoriteden rahatsızlık duyan taşra valilerine değinen Bekar, özellikle Abaza Hasan Paşa liderliğinde birleşen taşra valilerinin çıkardığı geniş katılımlı isyanın Osmanlı merkez idaresi tarafından nasıl bastırdığını ele aldı. Bu süreçte IV. Mehmed’in veziriazamı Köprülü Mehmet Paşa’yı gözden çıkarmak yerine güçlü bir şekilde desteklemesinin önemine dikkat çekti. İsyancıların idam edilmesiyle birlikte Köprülü’nün otoritesinin daha da pekiştiğini ve bu gelişmenin ardından oğlu Fazıl Ahmet Paşa’yı idari sisteme dahil ettiğini vurguladı. 1661’de Köprülü Mehmet Paşa'nın ölüm döşeğinde iken sultana ricada bulunması üzerine Fazıl Ahmet Paşa’nın veziriazam olarak atandığını ifade eden Bekar, bu atamayla birlikte Fazıl Ahmet Paşa’nın babasından kalan serveti ve siyasi ağı da devralmasına dikkat çekti. Fazıl Ahmet Paşa’nın Köprülü Mehmet Paşa döneminde önemli mevkilere gelmeye başlayan aile üyelerini daha kritik görevlere getirerek güçlü bir siyasi ağ kurduğunu belirten Bekar, konuşmasında ayrıca IV. Mehmet’in veziriazamı ile arasındaki ilişkiye odaklandı. IV. Mehmet’in, Fazıl Ahmet Paşa’nın otoritesine müdahalede bulunan kimseleri idam ettirdiğini ve özellikle kendisine yakın kişiler ile veziriazama yakın kişilerin ilişkilerinin güçlü olmasına önem verdiğini vurguladı. Bu sayede IV. Mehmet’in en yakın çevresi ile veziriazamın çevresi arasında zamanla çok sıkı bir dostluğun oluştuğunu belirtti.

Cumhur Bekar sunumunda, 17. yüzyılın ilk yarısında yaşananların aksine Köprülüler döneminde haremin aktif siyasetten uzaklaştığını ve IV. Mehmet’in hem kendi otoritesini güçlendiren hem de veziriazamını destekleyen yaklaşımı sayesinde bu dönemde iktidar dağılımının dengeli ve istikrarlı bir şekilde sürdürüldüğünü kapsamlı bir şekilde anlattı. Program, soru-cevap bölümüyle sona erdi.