''15 Temmuz, Tüm Darbelerden Daha İhanet Doluydu''
17 Temmuz 2019

16 Temmuz 2019

Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “15 Temmuz darbe girişimi, toplumun değerleri kullanılarak sahnelenmiş 40 yıllık bir tiyatronun sonunda ortaya çıktı. Bu anlamda 15 Temmuz, dünyadaki diğer darbelerden negatif anlamda çok daha benzersiz, ahlaksız ve ihanet dolu bir darbeydi.” dedi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde düzenlenen “Yeni Türkiye’nin Dönüm Noktası: 15 Temmuz 2016” panelinde akademisyenler, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sebeplerini ve sonuçlarını tarihi, edebi ve sosyal perspektiften değerlendirdi.

Panelin açılış konuşmasını yapan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, 15 Temmuz’u Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak nitelendirerek, “Tarihimiz zaferlerle, fetihlerle doludur. Malazgirt’ten Kosova’ya, Otlukbeli’den Mercidabık’a, Dumlupınar’dan Çanakkale’ye ve daha niceleri… Tüm bu zaferler dış düşmanlara karşıydı. 15 Temmuz’da ise düşmanımız içimizdendi. Ordumuzun içindeki hainlerdi. Karanlık başlayan gece çok şükür ki zaferle, kurtuluş mücadelesiyle sonuçlandı.” dedi.

“Sonuçları itibarıyla 15 Temmuz eşsiz bir gündür”

15 Temmuz 2016 darbe girişiminin tarihte benzerine rastlanmayan bir durum ortaya çıkardığını ifade eden Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “Tarih boyunca meşru iktidarları dönüştürmek, kendi ihtirasları için yeniden şekillendirmek isteyen pek çok devrim, inkılap, kalkışma yaşanmıştır. Onlarla mukayese ettiğimizde 15 Temmuz, harekete kalkışanlar ve milletimiz açısından iki benzersiz durumu ortaya koymuştur. İlk Meclisin açılışından yani 1876’dan 15 Temmuz’a kadar yaklaşık 15 darbe girişimi ve sonuçlanmış darbe gördük. Hiçbiri 15 Temmuz’a benzemiyordu. Hiçbir darbe meşru gösterilemez ama şunu söylemek mümkün: O darbelerin neredeyse tamamında meşru iradenin karşısında varlık gösterme ihtimali olanlar bu işi yapmıştı. Ama 15 Temmuz darbe girişimi, toplumun değerleri kullanılarak sahnelenmiş 40 yıllık bir tiyatronun sonunda ortaya çıktı. Bu anlamda 15 Temmuz, dünyadaki diğer darbelerden negatif anlamda çok daha benzersiz, ahlaksız ve ihanet dolu bir darbeydi.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve dünyadaki darbeler tarihine bakıldığında 15 Temmuz’un ikinci benzersiz yönüyle karşılaşıldığını söyleyen Kurşun, “Bir milletin hızlı bir şekilde kendisini organize edip darbe girişimini geri püskürttüğü başka bir darbe görülmemiştir. Bu nedenle 15 Temmuz, milletimizin iradesine ne denli sahip olduğunu anlamak bakımından da eşsiz ve sürekli anılmaya değer bir gündür.” diye konuştu.

“Doğrudan vatandaşı hedef alan başka bir darbe girişimi olmadı”

15 Temmuz darbe girişimini tarihi ve askeri perspektiften ele alan Tarih Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Hasip Saygılı, FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızmasına zemin hazırlanan bazı kırılmalara işaret etti. Liyakat esaslı personel istihdamı ve terfi sürecinin FETÖ’nün orduda yoğunlaşmaya başladığı dönemden itibaren zedelendiğini belirten Saygılı, bu durumun darbe süreci içinde değerlendirmesi gerektiğinin altını çizdi.

1826 yılında II. Mahmud’un kendi ordusunu topla imha etmeye karar verdiği günden 190 yıl sonra, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ikinci en büyük felaketini yaşadığını söyleyen Saygılı, “Türk ordusu 15 Temmuz’da, Osmanlı’nın Balkan, Sarıkamış ve Nablus’taki bozgunundan daha fazla darbe yedi. Türkiye’de darbelere epey örnek verebiliriz ama 15 Temmuz’a kadar doğrudan vatandaşı hedef alan bir darbe ve darbe girişimi olmadı.” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin diğer darbelerle mukayese edilmeyecek kadar uzun süreli bir hazırlığın, dış dünyayla koordinenin neticesinde yapıldığını ifade eden Saygılı, “27 Mayıs 1960 darbesi 38 kişilik bir grup tarafından yapıldı. Ama FETÖ’nün darbe girişimi bu sayıyla mukayese edilmeyecek kadar geniş bir sayıya dayanıyordu. Buna rağmen, ölüm emrini veren insanlar da dâhil olmak üzere hiçbirisi ‘ben bu darbenin içindeydim, kanuna razıyım’ demedi. Darbe organizasyonu içindeki hiç kimse ‘bunu biz yaptık’ deme yürekliliğini göstermedi.” diye konuştu.

“Ömer Halisdemir, bugünün Asım’ı, Ulubatlı Hasan’ıdır”

Edebiyat penceresinden 15 Temmuz’a bakan Eğitim Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık ise yaşanan olayların kayda alınması, gelecek nesillere aktarılması ve onlardan ders çıkarılması açısından edebiyatın üstlendiği role vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Bir yaşanan edebiyat, bir de yazılan edebiyat vardır. 15 Temmuz’da milletin bizzat kendisi destanı, şiiri, hikâyeyi sokağa taşımıştır. Onları kahramanlık filmi izliyormuş gibi izledik. Hikâye, şiir, musiki canlı olarak meydanlarda, caddelerdeydi. Bunların edebi metin olarak ortaya koyulması elbette zaman alacaktır. Ancak şimdiden 15 Temmuz’un birçok kahramanı vardır. Onlardan biri Ömer Halisdemir’dir. Ömer Halisdemir, bugünün Asım’ı, belki de Ulubatlı Hasan’ıdır. Okla gömleği delik deşik edilme pahasına o bayrağı yere indirmeyen Hasan neyse, haini alnından vuran Ömer Halisdemir de odur.” ifadelerini kullandı.

“Yeni Türkiye’nin Dönüm Noktası: 15 Temmuz 2016” panelinde Doç. Dr. Dursun Ali Tökel “Değişen Gösterilenlerden 15 Temmuz ve Sonrasını Okumak”, Dr. Öğr. Üyesi Şaban Çobanoğlu da “15 Temmuz Sonrası Moral, Psikolojik ve Sosyal Dönüşüm başlıklarında konuştu.